Kayıtlar

ATATÜRK SAMSUN'A ÇIKMADAN ÖNCE NELER YAPTI?

" 1919 senesi Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım ."  Atatürk Nutuk'ta konuşmasına bu cümleyle başlar ve bu tarihten önce yaptığı çalışmalardan bahsetmez. 30 Ekim 1918'de Mondros Mütakeresi 'nin imzalanmasının ardından 13 Kasım 1918'de Adana'dan İstanbul'a geldi. Ve 13 Kasım 1918'den 19 Mayıs 1919'a kadar geçen süre zarfında neler yaptığı konusunda Nutuk'ta herhangi bir açıklama yoktur.  13 Kasım 1918'de İstanbul'a gelen Atatürk, burada çeşitli faaliyetlerde bulundu; birçok isimle görüşme gerçekleştirdi. CNN Türk'te Taha Akyol'un sunduğu ' Eğrisi Doğrusu ' programına katılan Cumhuriyet gazetesi yazarı Alev Coşkun ve Zaman gazetesi yazarı Mustafa Armağan, Atatürk'ün 6 aylık süre zarfında neler yaptığı konusunda önemli bilgiler verdiler. Alev Coşkun, Mustafa Kemal'in (13 Kasım 1918'de) İstanbul'a gelişini detaylı bir şekilde anlattı:  " Mustafa Kemal, Mondros Ateşkes Antlaşma

12 EYLÜL DARBESİ ÖNCESİ YAŞANAN OLAYLAR

Resim
12 Eylül 1980 günü Türkiye yeni bir darbe ile uyanmıştı. Darbeyle birlikte hukuk rafa kaldırıldı ve uzun yıllar izleri silinmeyecek yaralar açıldı. 12 Eylül Darbesi'ne giden süreç, yakın tarihimizin en karanlık yıllarıydı. Birbiri ardına suikastler yaşanıyor, bombalar patlıyordu. Toplumun tüm kesimlerinde kutuplaşma hakimdi. 12 Eylül Darbesi'ni iyi bir şekilde analiz edebilmenin yolu, darbe öncesinde yaşananları incelemekten geçiyor. 3 Ocak 1977:   Gaziantep Lisesi'nde yaşanan çatışmada 20 öğrenci ve 6 polis yaralandı. 7 Ocak 1977:   Gaziantep'te çıkan olaylarda 7 kişi yaralandı, 200 kişi gözaltına alındı. Artvin'de bütün liseler tatil edildi. 24 Ocak 1977:  İstanbul Teknik Üniversitesi açıldı, fakat çıkan olaylar sebebiyle ders yapılamadı, okul boşaltıldı. Farklı üç ilde bir öğretmen, bir öğrenci ve bir işçi öldü. Adalet Partisi'nden bir milletvekili, olaylara karışan erkeklerin ve kızların askere alınmasını istedi.

İzmir Ne Zaman İşgal Edildi?

Resim
Hab ertürk  ekranlarında  Pelin Çift 'in sunduğu " Öteki Gündem " programının bu haftaki konukları, Araştırmacı-Yazar  Hulki Cevizoğlu  ile  Radikal gazetesi  yazarı  Ayşe Hür  oldu. Programın iki konuğu arasında İzmir'in işgali konusunda görüş ayrılığı yaşandı. Ayşe Hür, " İzmir'e ilk 9 Kasım'da asker çıkarıldı " dedi. Buna karşılık Hulki Cevizoğlu ise bu tarihin 15 Mayıs 1919 olduğunu söyledi.  Ayşe Hür, İzmir'in işgaliyle ilgili olarak konuşmasını şu şekilde sürdürdü:  " 9 Kasım 1918'de İzmir'e ilk işgal kuvvetlerinin askeri temsilcisi gelmiştir. Herkes de memnun olmuştur. İttihat ve Terakki'den yılmış olan halk ve oradaki gazetelerin hepsi 'iyi oldu' demiştir. Ta ki 15 Mayıs'taki resmi işgale kadar ." Programın devamında Ayşe Hür, İngilizlerin Osmanlı topraklarını işgal düşüncesiyle ilgili olarak şunları söyledi: " Britanya İmparatorluğu içerisindeki çeşitli karar alıcıları uzun süre

İkinci Mahmut'un Kısaca Hayatı

Resim
İkinci Mahmut, 20 Temmuz 1785 tarihinde İstanbul'da dünyaya geldi. Babası Birinci Abdülhamit, annesi ise Nakşidil Sultan'dır. Babası Birinci Abdülhamit'i kaybettiğinde henüz 4 yaşındaydı. Bu tarihten sonra amcası Üçüncü Selim, onun eğitimi ile bizzat ilgilendi.  İkinci Mahmut 1807 yılında başlayan Kabakçı Mustafa İsyanı'nın ardından Üçüncü Selim tahttan ayrıldı. Bu sırada çıkan olaylar sonucunda Üçüncü Selim öldürüldü, Şehzade Mahmut ise son anda kurtuldu. 28 Temmuz 1808 tarihinde tahta oturmuşsa da yaşadığı bu olaydan oldukça etkilendi. İkinci Mahmut, tahta çıktığında ilgilenmesi gereken birçok sorun vardı. Bir yanda Osmanlı-Rus Savaşı, bir yanda Vahabi ve Sırp isyanları, bir yanda da Yeniçeri askerler ile Alemdar Mustafa Paşa'nın askerleri arasında yaşanan çekişme... İKİNCİ MAHMUT DÖNEMİNDE YAPILAN YENİLİKLER İkinci Mahmut, bu meseleleri hallettikten sonra büyük bir yenilik hareketine girişti: 1.) Posta teşkilatı kuruldu. 2.) İlköğretim mec

LOZAN ANTLAŞMASI ZAFER Mİ, HEZİMET Mİ?

24 Temmuz 1923 'te imzalanan Lozan Antlaşması ,   uzun yıllar boyunca tartışmalara neden olmuştur. Bir kesim Lozan Antlaşması 'nı bir " zafer " olarak görürken, diğer bir kesim ise " hezimet " olarak görmekte. Bu şekilde değerlendirmelerin çıkmasına da bazı sorular neden olmakta. Lozan Antlaşması 'nın gizli maddeleri var mı? Lozan Antlaşması 'nda Musul'u alamaz mıydık? ABD , neden Lozan Antlaşması 'nı imzalamadı? Ege Adaları 'nı Lozan Antlaşması 'nda mı kaybettik? Sorular bu şekilde uzayıp gitmekte... Biz de Türkiye'de konu üzerine araştırma yapan önemli isimlerin görüşlerini derledik. * Habertürk gazetesi yazarı Murat Bardakçı , köşesindeki yazısında   Lozan Antlaşması konusunda yıllardan beri süregelen soru işaretlerini cevaplamıştı: "Hiç uzatmadan söyleyeyim: Lozan'da mümkün olan her şey yapılmıştı, savaştan galip ama son derece yorgun çıkmış olan Türkiye, alabileceği her şeyi almıştı!&quo

ATATÜRK VE ADNAN MENDERES

Resim
Türk siyasi hayatının unutulmaz liderlerinden Adnan Menderes 'in siyaset yolculuğu, Fethi Okyar 'ın öncülüğünde kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası ile başlamıştı. Ancak Serbest Cumhuriyet Fırkası  uzun ömürlü olamamış; çok partili hayata geçişin ikinci demesi de başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Serbest Cumhuriyet Fırkası 'nın siyaset yolculuğu kısa sürse de Adnan Menderes'in daha önünde uzun bir yolculuğu vardı. CHP , bu tarihten sonra parti teşkilatında çeşitli düzenlemelere gitti. Celal Bayar , Aydın'a gelerek Adnan Menderes 'le bir görüşme gerçekleştirdi. Menderes 'i bu görüşmede CHP 'ye katılmaya ikna etti. Menderes bu görüşmeyi şu şekilde anlatıyordu: "Bayar, tanıdığım ve saygınlık duyduğum bir kişiydi. Aynı heyette bulunan Vasıf Çınar da İttihat ve Terakki okulundan hocamdı. Onların ısrarıyla CHP'ye girdim. Fikirlerimi orada savunacaktım. O zamana kadar bizimle beraber CHP'ye çekingen davranan arkadaşlarımız da CHP'y

Senarist olmak: Nasıl senarist olunur?

Senaristlik, oldukça meşakkatli bir meslek. Peki, senarist nasıl olunur? Bunun için iyi bir birikim elde etmek yeterli mi? Senarist, bir filmin en önemli unsurudur. Büyük çaba ve emekle filmi yoktan var eden kişidir. Ancak buna karşın hak ettiği karşılığı bulamaz. İzleyicilerin büyük çoğunluğu, izlemeye doyamadıkları dizilerin ya da filmlerin bir yazarının olduğunu unuturlar. Bu nedenle de senaristi ile anılan filmler çok nadirdir. Filmler daha çok başrol oyuncusuyla ya da yönetmeniyle anılır. Senaristler tabiri caizse “öksüz”lerdir. Ya da daha farklı bir şekilde tanımlamak gerekirse, “ görünmeyen kahramanlar ”dır. Aslında her şey onun kalemiyle başlar. Diğer unsurlar ise onun kaleminin ardından gelir. SENARİST ARANIYOR Ülkemizde film ve dizi sektörünün yükselişi senaristlerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Her yıl çekilen film ve dizi sayısı inanılmaz bir şekilde artmakta. Bu artışın sonucunda senarist ihtiyacı belirdi. Çünkü, diğe