Kayıtlar

FUTBOLU KİM BULDU?

Resim
Futbolun Avrupa'daki tarihsel gelişimi konusunda çeşitli iddialar ortaya atılmakta.  İngilizler ,  İtalyanlar  ve  Fransızlar  futbolun ilk olarak kendi ülkelerinde oynandığını ve bu şekilde dünyaya yayıldığını iddia etmekte. Fakat yapılan araştırmalar göstermektedir ki, futbolun günümüzdekine en yakın şekli 19. yüzyılda  İngiltere 'de görülmüştür. İngiltere'de 12. yüzyıldan itibaren futbol oynanmış ve tüm kesimler tarafından kısa sürede sevilmiştir. Bir süre sonra futbolun halk arasında çatışmalara neden olması üzerine Kral II. Edward,  13 Nisan 1314  günü bir fermanla futbolu yasaklamıştır. Edward şunları diyordu: " Büyük bir topla şehir içinde gürültüler yapıldığı, Tanrı korusun bir çok kaza ve hasara sebebiyet vereceği anlaşılmıştır. Tanrı ve Kral adına, şehir ve kasaba içinde top oynanmasını yasaklıyorum. Emirlerimizin aksine hareket ederek top oynayanlar en şiddetli cezalara çarptırılacaktır ." Kral 2. Charles Bu tarihten sonra futbol ve futbolcu

Yahya Kemal Beyatlı Kısaca Hayatı

Resim
Yahya Kemal Beyatlı Yahya Kemal Beyatlı kimdir, eserleri nelerdir? İşte Yahya Kemal Beyatlı'nın hayatı, eserleri ve edebi kişiliği hakkında kısaca bilinmesi gerekenler...  Yahya Kemal Beyatlı hayatı kısaca  Yahya Kemal Beyatlı, 2 Aralık 1884 tarihinde Üsküp'te dünyaya gözlerini açtı. Yeni Mektep ve Mekteb-i Edeb'te öğrenim gördükten sonra İstanbul'a gelerek Vefa İdadisi 'ne kaydoldu. Şiire olan ilgisi bu dönemde başladı. İlk şiiri "İrtika" adlı dergide yayımlandı. 1903 yılında Fransa'ya giden Yahya Kemal, burada Sorbonne Üniversitesi 'nde eğitim aldı. Hocaları arasında dönemin ünlü tarihçilerinden Albert Sorel de bulunuyordu. Tarih araştırmalarına yönelmesinde Sorel'in büyük etkisi olmuştu.  1913 yılında yurda döndükten sonra Darüşşafaka İdadisi 'nde öğretmenlik yapmaya başladı. Bir süre sonra ise Darülfünun 'a geçerek tarih ve edebiyat dersleri vermeye başladı. Bu dönemde öğrencileri arasında Ahmet Hamdi Tanpınar da vardı. 

Futbolun tarihçesi (Kısa bilgi-özet)

Resim
Futbolun tarihçesi  Kitleler üzerinde şüphesiz en etkili spor olan futbolun tarihsel gelişimi oldukça eskiye dayanmaktadır. Futbol oyununun ilk olarak nerede ve ne zaman oynandığı konusunda net bir bilgi yoktur. Fakat yapılan araştırmalar sonucunda topların oyunlarda kullanılmasının  M.Ö. 7000 'lere kadar gittiği tahmin edilmektedir. M.Ö. 4000- M.Ö. 2000  yılları arasında hüküm sürmüş  Sümerler 'in ayakla top oynadıklarını belirten birtakım tarihi belgeler vardır. M.Ö. 2500  yılında  Çin İmparatoru Huang-Ti 'nin askerlerine yaptırdığı çeviklik talimi de futbola oldukça benzemektedir. Yapılan talimde askerler yere dikilen iki direk arasından bir topu tekmeleyerek geçirmeye çalışırlardı. Bu bilgi çeşitli kaynaklarda yer almaktadır. Mısır 'da mezarlardaki duvar resimlerde  top oynayan insan figürleri ne rastlanması, futbolun tarihçesi konusunda önemli fikirler vermekte. Bu zamanda yapılan toplar günümüze kadar ulaşmıştır. Halen çeşitli müzelerde sergilenmektedir

LEFTER İLE YAPILAN RÖPORTAJ

Fenerbahçe'nin efsanevi futbolcusu ' Ordinaryus ' lakaplı Lefter Küçükandonyadis ,  Milliyet gazetesinin 20.10.1991 tarihli sayısında Özcan Ercan'a röportaj vermişti. İşte o röportajdan önemli bölümler... Bir balıkçının çocuğu. 11 kardeşten biriydi Lefter. Topa meraklıydı. Paçavralardan top yapar, geceyarılarına kadar top oynarlardı. İtalya'ya transfer oluncaya kadar da para yüzü görmedi. Kaç yaşındaydınız futbolu bıraktığınızda? 44 yaşındaydım. Bir futbolcunun, hele hele sizin gibi şöhretli, hatta efsane futbolcunun 44 yaşında futbolu bırakması normal midir? Hayır, tabii normal değildir... Normalde futbolcuların nefesi Türkiye'de otuz yaşında bitiyor. ' Öldü bu yaşlandı ' diyorlar. Çoğunluk bu yaşlarda futbolu bırakıyor. Bu, Avrupa'da biraz daha ileri gidebiliyor, 35 yaşına kadar. Pekiyi, siz nasıl oldu da böyle bir rekor kırabildiniz? Çünkü, ben çok erken yaşta futbola başladım ve kendimi, kondisyonumu ona göre hazırladım

ATATÜRK SAMSUN'A ÇIKMADAN ÖNCE NELER YAPTI?

" 1919 senesi Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım ."  Atatürk Nutuk'ta konuşmasına bu cümleyle başlar ve bu tarihten önce yaptığı çalışmalardan bahsetmez. 30 Ekim 1918'de Mondros Mütakeresi 'nin imzalanmasının ardından 13 Kasım 1918'de Adana'dan İstanbul'a geldi. Ve 13 Kasım 1918'den 19 Mayıs 1919'a kadar geçen süre zarfında neler yaptığı konusunda Nutuk'ta herhangi bir açıklama yoktur.  13 Kasım 1918'de İstanbul'a gelen Atatürk, burada çeşitli faaliyetlerde bulundu; birçok isimle görüşme gerçekleştirdi. CNN Türk'te Taha Akyol'un sunduğu ' Eğrisi Doğrusu ' programına katılan Cumhuriyet gazetesi yazarı Alev Coşkun ve Zaman gazetesi yazarı Mustafa Armağan, Atatürk'ün 6 aylık süre zarfında neler yaptığı konusunda önemli bilgiler verdiler. Alev Coşkun, Mustafa Kemal'in (13 Kasım 1918'de) İstanbul'a gelişini detaylı bir şekilde anlattı:  " Mustafa Kemal, Mondros Ateşkes Antlaşma

12 EYLÜL DARBESİ ÖNCESİ YAŞANAN OLAYLAR

Resim
12 Eylül 1980 günü Türkiye yeni bir darbe ile uyanmıştı. Darbeyle birlikte hukuk rafa kaldırıldı ve uzun yıllar izleri silinmeyecek yaralar açıldı. 12 Eylül Darbesi'ne giden süreç, yakın tarihimizin en karanlık yıllarıydı. Birbiri ardına suikastler yaşanıyor, bombalar patlıyordu. Toplumun tüm kesimlerinde kutuplaşma hakimdi. 12 Eylül Darbesi'ni iyi bir şekilde analiz edebilmenin yolu, darbe öncesinde yaşananları incelemekten geçiyor. 3 Ocak 1977:   Gaziantep Lisesi'nde yaşanan çatışmada 20 öğrenci ve 6 polis yaralandı. 7 Ocak 1977:   Gaziantep'te çıkan olaylarda 7 kişi yaralandı, 200 kişi gözaltına alındı. Artvin'de bütün liseler tatil edildi. 24 Ocak 1977:  İstanbul Teknik Üniversitesi açıldı, fakat çıkan olaylar sebebiyle ders yapılamadı, okul boşaltıldı. Farklı üç ilde bir öğretmen, bir öğrenci ve bir işçi öldü. Adalet Partisi'nden bir milletvekili, olaylara karışan erkeklerin ve kızların askere alınmasını istedi.

İzmir Ne Zaman İşgal Edildi?

Resim
Hab ertürk  ekranlarında  Pelin Çift 'in sunduğu " Öteki Gündem " programının bu haftaki konukları, Araştırmacı-Yazar  Hulki Cevizoğlu  ile  Radikal gazetesi  yazarı  Ayşe Hür  oldu. Programın iki konuğu arasında İzmir'in işgali konusunda görüş ayrılığı yaşandı. Ayşe Hür, " İzmir'e ilk 9 Kasım'da asker çıkarıldı " dedi. Buna karşılık Hulki Cevizoğlu ise bu tarihin 15 Mayıs 1919 olduğunu söyledi.  Ayşe Hür, İzmir'in işgaliyle ilgili olarak konuşmasını şu şekilde sürdürdü:  " 9 Kasım 1918'de İzmir'e ilk işgal kuvvetlerinin askeri temsilcisi gelmiştir. Herkes de memnun olmuştur. İttihat ve Terakki'den yılmış olan halk ve oradaki gazetelerin hepsi 'iyi oldu' demiştir. Ta ki 15 Mayıs'taki resmi işgale kadar ." Programın devamında Ayşe Hür, İngilizlerin Osmanlı topraklarını işgal düşüncesiyle ilgili olarak şunları söyledi: " Britanya İmparatorluğu içerisindeki çeşitli karar alıcıları uzun süre