Kayıtlar

William Shakespeare Kısaca Hayatı

Resim
William Shakespeare William Shakespeare (1564-1616). İngiliz tiyatro yazarı, Stradford'da doğmuştur. Babasının mali durumu yeterli olmadığı için fazla okuyamamıştır. Sonradan babasının yanından ayrılarak Londra'ya gitmiş, orada hayatını kazanmak için çeşitli işler yapmıştır. Önceleri eski eserleri yenileştirmek şeklinde girdiği tiyatro alanında yavaş yavaş ilerleyerek telif eserler vermeye başlamış, bir süre sonra da en büyük tiyatro yazarlarından biri olmuştur. Oyunları kral tarafından takdir edilmiş ve "Kralın Oyuncuları" unvanına layık görülmüştür. Tiyatrodan epeyce para kazanmış, Stradford'a dönmüş, orada büyük bir çiftlik almış ve orada eserlerini yazmıştır. Bu çiftlikte de ölmüştür. İngiltere'nin ve dünyanın en büyük tiyatro yazarlarından biri olan Shakspeare, hem dram hem de komedya türlerinde aynı başarıyı göstermiştir. Eserlerinde nazımla nesiri beraber kullanmış, insanoğlunun her türlü duygusunu canlandırmakta üstün başarı göstermiştir. En

Kösem Sultan Kimdir? Kısaca Hayatı

Resim
Kösem Sultan , 1590 yılında Yunanistan'da dünyaya geldi. Birinci Ahmet 'in eşi,  Dördüncü Murat ile Sultan İbrahim 'in annesidir. Kösem Sultan da Hürrem Sultan gibi büyük bir olasılıkla Slav ya da Rum kökenlidir.  Küçük yaşlarda saraya alındı ve " Mahpeyker " adı verildi. Zamanla  saray ve saltanat hiyerarşisinde kendine önemli bir yer sağladı. Genç Osman 'ın yerine Birinci Mustafa'nın tahta geçmesinde önemli rol oynadı. Birinci Mustafa'nın tahttan indirilip yerine Genç Osman'ın geçmesi üzerine eski saraya gönderildi. Gönderilişinde Genç Osman'ın annesi Valide Sultan Mahrifuz Hadice Sultan 'ın etkisinin olduğu söylenir.  Zira Kösem Sultan'ın devlet içindeki etkinliğinden rahatsızdı. Kösem Sultan, oğlu Dördüncü Murat 11 yaşında padişah olduktan sonra devlet içindeki nüfuzu daha da arttı. Dördüncü Murat, 1640 yılında öldükten sonra yerine diğer oğlu Sultan İbrahim çıktı. Sultan İbrahim'in çıkan bir isyan sonucunda ölümü üze

Faşizm Nedir? Kısa Bilgi

Faşizm , 1919 ve 1945 yılları arasında İtalya'da Mussolini 'nin yönettiği hareketin yani Fascismo 'nun karşılığıdır. Mussolini faşizm içim bir cümleyle şöyle yazmıştır: "Faşizm harekettir ve düşüncedir."  İtalya'da Mussoli'nin yönettiği faşist hareket kendi iddiasına göre, bütün toplumu tek bir ortak çıkar ve tek bir ortak amaçla bir kitle olarak kenetlemek yolundaydı. Bunun sonucunda devlet hükümetin, hükümet de lider Mussolini'nin kişisel yönetimi içinde erimişti. Faşizm, ayrıca Hitler Almanyasında " Nasyonal Sosyalizm " kılığında görüldüğü gibi, İspanya ve Porketiz'de de değişik biçimlerde ortaya çıkmıştır. Mussolini, " Faşizmin Siyasal ve Sosyal Doktrinleri " adlı, Gentile'in bir taslağına dayandırdığı makalesinde; faşizmin, bencil kişinin liberal-demokratik inanç ve düzenine karşı çıkarak devletin, kendini düşünmeyen idealine bağlılığını ortaya koyduğunu öne sürmüştü. Faşizm sosyalizme de karşıydı; çünkü sosyaliz

Kanuni Sultan Süleyman'dan Sonra Tahta Kim Geçti?

Kanuni Sultan Süleyman 'ın 7 Eylül 1566'da ölümden sonra yerine tahta " Sarı Selim " olarak da bilinen İkinci Selim geçti. İKİNCİ SELİM KİMDİR? İkinci Selim, 1524 yılında İstanbul'da doğdu. Annesi Hürrem Sultan 'dır. Önce Konya Sancakbeyliğine, daha sonra da Manisa Sancakbeyliği'ne atandı. Şehzade Beyazıd ile taht mücadelesine girişti. Konya yakınlarında yapılan savaştan galip çıktı ve taht yolu açılmış oldu. Bu mücadelenin ardından Kütahya Sancakbeyliğine atandı. Babasının Zigetvar Kuşatması sırasında öldüğünü öğrenir öğrenmez İstanbul'a hareket etti. 1566 yılında tahta geçti. İkinci Selim ordunun başında sefere gitmeyen ilk padişah olmuştur. İkinci Selim'in padişahlığı döneminde Sakız Adası, Bobokça Kalesi, Kahire Kalesi, Yemen, Kevkeban Kalesi, Dalmaçya, Kıbrıs fethedildi.  Edebiyata da  önem veren İkinci Selim'in divanı vardır. Eşleri, Nurbanu Sultan ve Selimiye Sultan'dır.

Diktatörlük Nedir?

Diktatörlük , modern anlamında, en sık olarak otokratik " kişisel yönetim " karşılığında kullanılmaktadır. Kelime günümüzde alçaltıcı, küçültücü bir anlam kazanmıştır; fakat bu tarih boyunca her zaman böyle olmamıştır. Ünlü Fransız düşünürü Rousseau , daha birçok hürriyet aşıkları gibi, diktatörlük müessesesini, tehlike zamanlarında devleti korumak için bir araç olarak kullanmayı öğütlemişti. Bu öğütünde, örnek olarak, dictatura'nın başarı ile uygulandığı ilk çağlardak i Roma İmparatorluğu 'na işaret etmişti. Gerçekten, Roma diktatörüne, bütün görev süresince kanunların üzerine taşarak devleti yönetmek yetkisi dahil her alanda mutlak hakimiyet verilmişti. Ne var ki, bu görev süresi altı ay olarak sınırlandırılmıştı ve bu kadar kısa süreli olması müessesenin kesin bir özelliğiydi. Romalılar inanıyorlardı ki, diktatöre daha uzun görev verilecek olursa, bunu mutlaka kötüye kullanacaktı; diktatörlüğü kurmayı gerektiren tehlikeler geçici olaylar olduğuna göre, bir dikta