Kayıtlar

Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar (Bağımsız İdari Otoriteler)

Resim
Bağımsız idari otoriteler olarak da adlandırılan düzenleyici ve denetleyici kuruluşların ilk örneğini 1930'lu yıllarda Amerika Birleşik Devletleri'nde görmekteyiz.  Türkiye'de ise ilk kez 1981 yılında Sermaye Piyasası Kurulu 'nun (SPK) kuruluşu ile görülmeye başlamıştır. Bu kuruluşların ortak önemli özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz: Denetleme ve düzenleme niteliğinde görevleri yerine getirirler.  Kendi alanlarında yaptırım uygulayabilme yetkilerine sahiptirler. Bu kararlarına karşı Danıştay'a dava açılabilir.  Mali konularda Sayıştay denetimine tabidirler.  Vesayet denetimine tabidirler. Türkiye'de faaliyette bulunan düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar şunlardır: 1-) Sermaye Piyasası Kurulu Üye Sayısı: 7 Görev Süresi: 5 2-) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Üye Sayısı: 9 Görev Süresi: 6 3-) Rekabet Kurumu Üye Sayısı: 11 Görev Süresi: 6 4-) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Üye Sayısı: 7 Görev Sür

Nihal Atsız Kimdir? Kısaca Hayatı

Resim
Nihal Atsız, 1905 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Babası Deniz Binbaşısı Mehmet Nail Bey annesi ise Fatma Zehra Hanım'dır. Çocukluğu Osmanlı Devleti'nin parçalanma dönemine denk gelmiştir.  Askeri Tıbbiye'ye kaydolan Atsız, Arap asıllı bir subaya selam vermediği gerekçesiyle okuldan çıkarıldı. Bir süre Kabataş Erkek Lisesi'nde yardımcı öğretmenlik yaptıktan sonra İstanbul Darülfünu Edebiyat Fakültesi'ne kaydoldu.  Türkiyat Mecmuası 'nda ' Anadolu'da Türklere Ait Yer İsimleri " adlı makalesi ile Fuat Köprülü'nün dikkatini çekmeyi başardı. Mezuniyetinden sonra Türkoloji Bölümü'ne asistan olarak girdi.  1931 yılında  Atsız Mecmua 'yı yayınlamaya başladı. Atsız'ın tanımlamasıyla "Türkçü ve Köycü" olan bu dergi, 17 sayı yayınlandı. 1933 yılında üniversitedeki görevine son verildi. Bir süre Türkçe ve Edebiyat öğretmenliği yaptı. Bu sırada  Orhun  dergisini çıkartmış, ancak 9. sayısında kapatılmıştır. Atsız, bu dergide

Türk Tarih Kurumu Hakkında Bilgi

Resim
15 Nisan 1931 tarihinde Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti kuruldu. 1935 yılında ise ismi değiştirilerek Türk Tarih Kurumu adını aldı. Türk Tarih Kurumu'nun ilk başkanı 1931 ile 1932 yıllarında görev yapan Tevfik Bıyıklıoğlu 'dur.  Türk Tarih Kurumu'nun amacı, Türk ve Türkiye tarihi hakkında en doğru bilgilere ulaşmak için araştırmalar yapmak ve bu alanda yapılacak araştırmaları desteklemektir. Bunun dışında diğer amaçları ise Türklerin sarı ırktan olmadığını ortaya koymak ve toplumda milli bir bilinç oluşturmaktı. 9 Temmuz 1932 tarihinde Türk Tarih Kurmu tarafından 1. Tarih Kongresi düzenlendi ve bu kongrede " Türk Tarih Tezi " fikri ortaya atıldı. Bu tezin ortaya atılmasının ana amacı Türklerin en eski uygarlıklardan biri olduğunun ispatlanmasıdır.  1937 yılında Dolmabahçe'de 2. Tarih Kongresi düzenlendi. Bu kongreye yabancı ülkelerden gelen bilim adamları da katıldı. Daha sonra her beş yılda bir kongreler düzenlenmeye devam etti.  22 Ağustos 1935 t

Devalüasyon Nedir? Devalüasyon Hakkında Kısaca Bilgi

Resim
Devalüasyon kelimesinin sözlük anlamı kıymetten düşmedir. İktisadi anlamı ise en  kısa bir anlatımla, bir ülkenin reel döviz kurunun yükseltilerek parasının dış değerinin düşürülmesidir.  Devalüasyon kararıyla ülkenin parasının dış değeri düşer. Bunun sonucunda da ithal malların pahalılaşması sonucunda ithalat azalırken, ihraç malların değerinin düşmesi nedeniyle ihracat artar. İhracat artışıyla birlikte döviz gelirleri artarken ithalatın azalmasıyla da döviz tasarrufu sağlanacaktır. Böylece dış ödemeler bilançosundaki açık da kapatılabilecektir.  Marshall-Lerner koşuluna göre devalüasyonun başarılı olabilmesi için ithal malların yurtiçi ve ihraç malların dış talep esneklikleri toplamının birden büyük olması gerekir. Devalüasyonun Olumlu ve Olumsuz Etkileri Devalüasyonun ihracatı artırma dışında bir olumlu katkısı da yabancı sermayeyi teşvik etmesidir.  Devalüasyonun olumsuz etkilerini ise şu şekilde sayabiliriz: Dış ticaret hadlerinde bozulmaya neden olabilir, devalü

Atilla Türk mü? İlber Ortaylı, Ahmet Taşağıl ve Ali Ahmetbeyoğlu'nun Cevapları

Resim
Prof. Dr. İlber Ortaylı (Fotoğraf: @ilberortayli, Instagram) " Büyük Hun İmparatoru Atilla Türk mü? " sorusu hakkında önemli tarihçilerin cevaplarını derledik. Habertürk'te yayınlanan Teke Tek programında Prof. Dr. İlber Ortaylı , konu hakkında şu bilgileri vermekte:  "Atilla'nın Hun İmparatorluğu'na aşırı Türk düşmanları bile Türk demiyorlardı. Elimizde filolojik bir malzeme yok. Yani tartışabileceğimiz malzeme yok. Çuvaşça mı konuşuyor, yoksa başka bir dil mi konuşuyor? Enteresan bir şey. Asya'dan kopup geldiği belli.    Fakat yalnız unutmayın milattan sonraki birkaç asırda bizim kuzey hakkında bildiğimiz şey bugünkü Kırım Yarımadası ve Güney Ukrayna'nın ötesine çok geçmiyor.    Ancak şurası bir gerçek ki Hunlar farklı insanlar, bunların kendi örgütlenmeleri var, bunlar çok iyi at göçebeleri, çok iyi organize oluyorlar. Kendilerine göre bir davranış biçimi kalıpları var."  Habertürk'te yayınlanan Tarihin Arka Odası programında